26 Eylül 2016 Pazartesi

Kolaylaştırılan Boşanma

  Modern yaşam tarzının getirmiş olduğu batı özentiliği ve modern yaşam arzusu toplumumuzda yıkım etkisi yapmış durumda. Modernleşen ve giderek batılılaşan hayatlar yaşıyoruz. Bu hayatları yaşarken kimliğimizden, değerlerimizden aynı hızla uzaklaşıyoruz. İslami yaşantı ancak vicdanları rahatlatacak kadar eksik bir şekilde yaşanıyor. Dinlerini tavizli hale getirdi müslümanlar. İnsanlar maddiyat üzerinden üstünlük taslıyorlar. İslami açıdan bakıldığında aslında tepki gösterilmesi gereken bir durum olağan bulunabiliyor. Son söylediğimize televizyonlardan bahsederek örnek gösterebiliriz. Son zamanlarda yayınlanan tv dizileri hiçbir yönden örnek teşkil etmediği halde ailece ya da çocuklar tarafından rahatlıkla seyredildiğine şahit oluyoruz. Bir zamanlar mücadele ettiğimiz haçlılar, zihniyetimizi, yaşam tarzımızı, kültürümüzü işgal etti dememiz yanlış olmaz. Üstelik bu şekilde tepki koymak yerine bize de benimsemek düştü. Çünkü bunları bize kendi isteğimizle kabul ettirerek yaptılar. Bu durumda değişen ve kimliğinden uzaklaşan bir aile modeli ortaya çıkmaya başladı.
Aile yapısını zehirleyen bir anlayış benimsedik. Eşlerin birbirinden beklentileri ve birbirlerine karşı tutumları da değişmiş oldu. Samimiyet ve güven azaldı. Böylelikle dünya hırsları kişisel çıkarları ön plana itti.
TÜİK'in istatistiklerine bakacak olursak 2010 yılında bir yıldan az bir sürede boşananların sayısı 937 iken 2012 yılında 4080 ve 2013 yılında 4385 olduğunu görürüz. Dikkat edelim buradaki veri yalnızca evliliği bir yıldan kısa süren kişilerin sayısıdır.
Olayın vehametini kavramak zor olmasa gerek. Bizi bu noktaya getiren nedir? Boşanmalar nasıl bu kadar kolaylaştı? Bunları düşünerek çözüm üretilmeli. Eşlerin arasındaki negatif etkisi olan olguları engellemeye yönelik zihnimizi zorlamalıyız.
Yine boşanmaları arttıran sebepleri bulup önlemler alabiliriz.
Toplumumuzda kadınlar olarak ''kendini ezdirme'' düşüncesi yaygın ne yazık ki. İlk fırsatta erkeğine karşı gardını alan adeta düşman gibi gören bir kadın profili mevcut. Bu ezdirmeme düşüncesi adı altında karşı tarafı küçük düşürme çabaları, altta kalmama, kendini her zaman haklı konumda görme, asla özür dilememe gibi alt başlıklar sıralayabiliriz. İtaat eksikliğini de ciddi etkisi olan sorunlara ekleyebiliriz. Başka birinin sorumluluğunu taşıdığımız bilincinde olmamakta aynı etkiyi yapacaktır. “Ben” düşüncesinin yerini “biz” düşüncesi almalıdır.
Kanaatkarsız tutumlar, yetinmeyi bilmemek, hep daha fazlasını istemek hem karşı tarafı üzer hem de eşler arasında sevginin yerini mesafelere bırakır. İnsanlar net olarak bir maddi dayanak beklerler ve bunu kurtuluş olarak görürler. Oysa bugün sahip olduğumuz şeylerin ertesi gün elimizde bulunup bulunmayacağının garantisi yoktur. 
Henüz evlenme aşamasında iken bile maddi beklentilerin fazla olması, tarafların mal mülk uğruna birbirlerini incitmekten kaçınmamaları evliliğin maddiyat üzerinden yürütülmesi evliliğin sağlam temeller üzerinde bulunmadığını gösterir. Bir insanın yüzlerce evi olabilir ancak birgün onların olmayacağının da bilince olmalıdır.
Eşler arasındaki yetersiz iletişimi de bu sebepler arasına dahil etmek mümkündür. Eşlerin birbirlerine yeterince vakit ayırmamaları iletişimin zayıflamasına ve bağların kopmasına neden olacaktır.
Sosyal medyanın kullanımının artması da çeşitli olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Aile bireyleriyle geçirilen vakit bu yolla verimsizleşmiş ve kısalmıştır.
Tüm bunları islami hassasiyetlerden uzak yaşamanın sonuçları olarak değerlendirebiliriz. Aslında tüm sebeplerin altında yatan etken islama uygun yaşanmayan hayatların göstergesidir. Evliliğe islami pencereden baktığımızda huzurun da çok uzakta olmadığını göreceğiz. Rabbimiz evliliği dinin yarısını tamamlamak olarak bizlere bildiriyor. Evliliği dayandırdığımız temele dikkat etmeliyiz. İslami perspektifte bir temele dayandırmak dünya huzurumuzu da sağlayacak boşanma kavramının bu denli yaygınlaşmasını da etki edecektir.

 Boşanmaların bu denli artması dünya endeksli bir hayatın tezahürüdür. Dünya hayatına fazlaca daldığımızı bilmek ve önlem almak hayat kurtarıcı, yuva kurtarıcı nitelikte olacaktır. Boşanma elbette insanlara verilmiş dini haklardandır. Ancak boşanmaya Allah'ın en sevmediği helal olarak bakabiliyor muyuz? Bu şekilde düşünüldüğünde doğru davranış gerçekleşmiş olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder